mailmunch-forms-widget-1001238
top of page
Yazarın fotoğrafıTuğçe Sabaz

HAYAT HİKAYENİ YENİDEN NASIL YAZARSIN?

Güncelleme tarihi: 10 May 2020



Hepimiz her gün pek çok hikaye anlatıyoruz. Birisine nasıl da haddini bildirdiğimiz. Kesinlikle hakkediyordur. Ve ya birisi nasıl da bize hoşumuza gitmeyen şekilde davrandı, kesinlikle hakketmemişizdir.


Ama hikayeler her zaman değişebilir ve her zaman farklı versiyonlarda tekrardan yazılabilir. Çünkü yazan biziz. Bende öyleyim, sizde öylesiniz ve tanıdığınız herkesin de bunu yazma gücü var.


Peki ya anlattığımız hikayeler bizi yanlış yöne yöneltiyorsa, tam ve doğru değilse, bize hizmet etmiyor, yani iyi gelmiyorsa? Dolayısıyla hikayeleriniz size netlik ve motivasyon ve coşku mu veriyor? Yoksa sizi mevcut durumumuzda çözümsüz bir şekilde mi tutuyor?

Ben demiyorum ki anlattıklarınız doğru değil. Elbette doğru, kendi açınızdan, kendi vurgularınıza göre, kendi deneyiminize ve ego filtrelerinize göre size göre doğru olan şeyi deneyimliyorsunuz ve anlatıyorsunuz.


Ama neyi anlattığımızın bilincine varmak son derece önemli. Çünkü anlattıklarımız bizim gerçekliğimizi yaratıyor. Sanıyoruz ki koşullar hikayelerimizi yani yaşamımızı şekillendiriyor. Ama hikayelerimizi önce biz yazıyoruz, sonra o hikayelerin titreşimiyle uyumlu koşulları deneyimliyoruz. Yani bunun tam tersi.


İşte bu anlattığımız hikayelerle ilgili sihir. Bir yerden kuantum evrenin sihri. Yani burada Newton fiziğindeki gibi önce koşul ve sonuç oluşmuyor. Önce sonucu belirliyorsunuz ve ardından da ona hizmet eden koşullar oluşuyor. Biz bu hikaye yazma gücümüzle hayatımızı da batırabiliriz. Parlatabiliriz de. Ve bu videoda bu hikayelerimizi nasıl değiştirebileceğimizden bahsedeceğim.


Bir kere hikayelerde iki temel element var: Hissedilmesi arzulanan ve alınamayan hisler ve değişim. Şimdi bu iki kısmı ele alalım.


Mesela onun hayatı benden daha iyi hikayesi, onu arıyorum ama bana cevap vermiyor, beni sevmiyor hikayesi, beni istemedi hikayesi, o kadar yeterli değilim hikayesi…. Bunların hepsindeki ortak nokta kendinizi çözümsüz hissetmeniz ve bir hissin özlemini çekmemiz. Sanki kendinizi hapishaneye tıkılmış görmeniz. Parmaklıkları çaresizce tutuyorsunuz, çıkarın beni diye bağırıyorsunuz. Ama parmaklıklar yalnızca önünüzde ve gelip o kişinin açmasını bekliyorsunuz. Halbuki hapishanenin sağı solu, arka duvarı açık ve boş. İstediğiniz yöne gidebilirsiniz.

Yani aslında tam olarak hapishanede değilsiniz. Yani kendimiz kendimizi aslında duygusal hapishaneye tıkıyoruz. Odağımızı yani baktığımız yeri değiştirdiğimizde ise istediğimiz yere gidebiliriz.


Ama odağımızı değiştirmekten bizi alıkoyan ne. Aslında yine bir duygu. KORKU ve KAYBETME KORKUSU. “Ya daha iyisini bulamazsam, ya başıma kötü bir şey gelirse ve bitmeyen ya’lar…”


Yani bu durumda kendi hayatımızın yöneticisi olma sorumluluğunu almıyoruz. Çünkü bu korsak da ilerlemek ve cesurca kalemi eline alıp yeniden yazmak demek.

Hikayelerimizdeki diğer element ise değişim. Ben durumun değişmesini istiyorum dediğimizde, aslında içten içe demek istediğimiz bu hikayedeki diğer karakterlerin değişmesi. Ama kendi hayatımızın hikayesini biz yazıyoruz onlar değil. Dolayısıyla değişmesi gereken tek bir karakter var. O da biziz.


Karşı taraf zaten sizin bu yeni karakterinizin olduğu hikayenizde oynamak isterse zaten gelecek.


Biliyorum eskileri yırtıp atıp yepyeni bir sayfa açmaktan daha korkutucu bir şey yok. Ama bir kez hikayelerinizi değiştirmeye ve hayatınızın kahramanı olarak kendinizi yazmaya başladığınızda yeni bölümleri yazmak çok daha kolay olacak.


Önemli olan yaşadığınız gerçekliği net şekilde tespit etmek ve buradan bir sonraki yaratımınızda kendinizi ne hissederek deneyimlemek istediğinizi çıkarmak. Ya da kesin kez neleri deneyimlemek istemiyorsunuz onları yazmak ve de tersinin asıl deneyimlemek istediğiniz olduğunu anlamak.


Öyleyse bırakın sınırlılığa yatırım yapmayı. Hala hayattasınız ve istediğinizi değiştirecek, yeniden yazacak güç sizde var.


Hayatınıza bir bakın. Hangi hikayeleri dinlemeye devam etmek istiyorsunuz ve hangilerinin değişime ihtiyacı var. Ve kendi hayatımızı anlattığımız hikayenin kalitesinden daha önemli bir şey olamaz.


Hadi en iyi satan hikaye ödülünü almayı hedefle 2020 de.

Hikayelerini okumayı dört gözle bekliyorum. Sende sosyal medyada paylaşıp beni taglersen ya da bu videonun altına yorum yaparsan seni bu konuda destekleyebilirim.


Kocaman Kalpten Sevgilerimle,

Tuğçe

119 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page